14 yıllık dizi hala Cuma günlerinin birincisi olabiliyor. Tüm ayın en çok izlenen dizileri ortasında birinci 10'a girebiliyor. Pekala neredeyse dizinin başından beri oynayanları emekli edecek dizi, bu kadar çok izleniyor? Teorilerimizi okumadan evvel şunu bir düşünün: “Ben Hüsnü Çoban'ın haylaz oğlanlarını nereden biliyorum?”
Dizi taaa 2006 yılında Kanal D ekranlarında uzunluk gösterdi birinci defa. O vakitten beri de kesintisiz olarak devam ediyor.
Yıllar içinde takımına katılanlar, ayrılanlar olsa da İstek Baba, Hüsnü Çoban ve Mesut üzere karakterler çekirdek takımda kaldı.
İstanbul'un Art Sokaklar'ındaki sayısız gizemi çözen, Türk polisinin kahramanlığını anlatan diziyi o kadar özümsedik ki, karakterlerin ailelerine bile hayli hakimiz.
Etrafınızda elbette daha evvel hiç Art Sokaklar izlemediğini argüman edenler olacaktır. Fakat akşamüzeri tekrarları, yaz tekrarları ve koskoca 500 küsür kısımdan bahsediyoruz. Rastlanmamış olması, yalnızca kaçmak için çok uğraşmış olmakla başaırlabilir.
Cuma günleri kimi rakipler geldi geçti, orta sıra tahtını da devraldı ancak kesinlikle rakibini tahttan indirmeyi de bildi. Hala TOTAL kümesinin açık orta birinci dizisi.
Bir kez dizi içinde hem aksiyon, hem drama, hem de güldürü barındırıyor. Karakterlerin eğlenceli tarafları izleyiciyi sıkılmaktan alıkoyuyor.
Aşk diziyi hiç terk etmiyor. Günlük hayatta yaşadığımız, karşılaştığımız ne varsa, bu dizide de motamot var. Yalılarda yaşayan soylular değil, sıcak yuvalar görüyoruz.
Karşısına başarılı diziler çıksa da, bir müddet sonra seyirci sıkılıyor. Zati o denli olmasa her dizi yüzlerce kısım sürer. Art Sokaklar bu işten avantajlı çıkıyor.
Cuma günü televizyonu açtığında daha evvel izlemediği dizilerden hiçbir şey anlamayanlar ya da izlediği diziden sıkılanlar, devayı tanıdık bir kıssa olan Art Sokaklar'da buluyor.
Çünkü birinci kere bile izliyor olsanız Art Sokaklar'ı rahatlıkla takip edebiliyorsunuz. Evet, karakterlerin olay örgüleri devam ediyor fakat temelde bir hatalı, bir de cürmü çözmeye çalışan bir grup var.
Daha evvel izlememiş olamazsınız, izlemediyseniz de toplumsal medya geyiklerine rastladınız. Şu repliği İstek Baba'nın sesinden dinlemiş üzere oldunuz artık değil mi?
Aynı kısım içinde de bahisler çözülüp bitiyor. Hasebiyle da gereksiz gizemlerle uğraşmak, daima takip etmek istemeyen seyircinin birinci tercihi Art Sokaklar oluyor.
Ara sıra Art Sokaklar'ın devamlı seyircileri de sıkılıyor olabilir elbette. Herkesin bildiği karakterlerin başına bir şey geliyor ve bitiyor iş. Hoooop, hiç izlemeyen bile Hüsnü Çoban ölecek mi ölmeyecek mi diye açıp bakıyor.
Biz bunları yemiyoruz elbette fakat 10 yıldan fazla vakittir birebir rolü oynayan şahısların bir noktadan sonra ayrılma ihtimali de insanı şüphelendiriyor.
Reytingleri düşse bile kanalı zora sokan bir durumu da yok dizinin. Zira takımında çok ünlü isimler yok, çekim maliyetleri de çok düşük. Son teknoloji kameralarla işleri yok.
Hatta birtakım sahnelerindeki o sarsılmaları fark ettiyseniz, neredeyse el kamerasıyla çekildiğini bile söyleyebilirsiniz.
Ekip ruhunda da hiçbir sorun yok. Şimdiye kadar tek bir kere bile Art Sokaklar oyuncularının kaprislerini, kavgalarını duydunuz mu?
Zaten o denli olmasa epey vakittir birlikte çalışamazlardı.
Belki de tüm bunları boşa konuşuyoruzdur. Türkiye'nin dört bir yanındaki berberlerin izlemesi, müşterisine izlettirmesidir muvaffakiyetinin kaynağı.
Şaka bir yana, bu hafta 545. kısmı yayınlanacak bu yaşayan efsane bir gün biter mi bilmiyoruz. Ancak ardında birçok şey bırakacağına ve gelmiş geçmiş reytinge en güçlü dizi olduğuna eminiz.
