2017'de elde edilen son bilgilere nazaran Türkiye'de çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı yedi yılda 183’ten 23 bine yükseldi. Salgın tehlikesine karşı hükümetin daha etkin politika yürütmesi gerektiğini savunan uzmanlar aşı reddinde bilhassa iki kümenin tesirli olduğunu belirtiyor. Bunlardan biri 'günah' olduğu gerekçesiyle aşıya yanaşmayan dini kümeler, oburu de aşının inançlı olduğuna yönelik soru işaretleri taşıyan postmodernler. İkinci gruptaki ailelerle bilgilendirme yoluyla uzlaşı sağlayabildiklerini belirten uzmanlar, dini tasalarla aşı reddi yapan ailelere ise bilimsel datalarla ulaşmanın imkansız olduğunu söylüyor.
Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre TTB Aile Hekimliği Kolu Lideri Dr. Filiz Ünal, aşı reddinde iki kümenin tesirli olduğunu belirterek, “Biri dini kümeler ‘günah’ sebebiyle, başkası aşının inançlı olduğuna yönelik soru işaretleri olan postmodernler” dedi.
2017 yılında 23 bin aile aşılanmayı reddetti
“Dini kümelere bilimsel bilgilerle ulaşmak imkansız.”
Aile Tabibi olarak alanda aşı reddi yapan aileler ile birebir muhatap olduklarını belirten Ünal, “Aşının içeriğine, gerekli olup olmadığına dair soru işaretleri oluyor. Postmodern ailelere, bilimsel doyuma ulaşmış bilgiler verildiği takdirde uzlaşı sağlayabiliyoruz. Lakin asıl yönelinmesi gereken küme, dini nedenlerle aşı reddi yapan aileler. Onlara bilimsel datalar ile ulaşmak imkansız.” dedi.
Bazı tarikat ve cemaat önderlerinin aşı ile önlenebilir hastalıklara ait, “Eskiden aşı mı vardı, yaptırmayın”, “Modern tıp Allah’ın işine karışıyor” üzere telaffuzlarla aileleri aşıdan uzaklaştırdığını belirten Ünal, bunun alana yansıyan örneklerini şu kelamlar ile anlattı:
“Bu telaffuzlar ile çocuğuna aşı yaptırmayan çok aile var. Aşı rehberini ailelere verdiğimizde sizinle bağlantıya kapalılar. Onlar için dini başkanlarının kelamı karar yerine geçiyor. Konuta gidiyorsunuz; kapıyı açmıyor: ‘Kocam, sizinle konuşmamı yasakladı’ diyen bayanlar var. Daha da zorladığınızda sizden kaydını alıyorlar. Onlara lakin dini başkanlar üzerinden ulaşabilirsiniz. Bilim ile dini çatıştıran telaffuzların ortadan kaldırılması gerekiyor. Şimdi dini nedenler ile aşı reddi yapan ailelere ulaşmaya dönük bir çalışma yok. Bununla ilgili aile doktorları olarak ferdî bir gayret veriyoruz.”
“Kızamıktan ölen çocuk görmedikleri için sorguluyorlar”
Aşı oranlarının düşmesinin ülkeyi salgınlara açık hale getirdiğini belirten Ünal; “Postmodernler artık kızamıktan ölen, ayağı sakatlanan, zeka manisi olan çocuk görmediği için aşının gerekliliğini sorguluyor. Burada devreye hükümetin çok istikametli siyaseti giriyor. Koordineli bir çalışma ile aşı oranlarını tekrar yükseltebiliriz” dedi.
TTB Lideri: “Müdahale edilmezse salgın kapıda”
Türk Tabipler Birliği Lideri Sinan Adıyaman ise Türkiye’deki kızamık olaylarında yaşanan artışa dikkat çekiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın bulaşıcı hastalıklara ait ‘sorun yok’ açıklamaları ile Dünya Sıhhat Örgütü’nün kızamık hastalığına ait datalarının uyuşmadığını belirten Adıyaman şunları söyledi:
“Türkiye’de 2017 yılı itibariyle toplam kızamık hadiselerinin sayısı 69’dan 2018 yılında 510’a, 2019 yılının birinci dokuz ayında da evvelki yılın birebir periyoduna kıyasla maalesef 5.2 kat artarak, 2 bin 666’ya ulaştı.”
“Türkiye’de rastgele bir müdahalede bulunulmadığında daha da büyüyebilecek olan bir kızamık salgını mevcuttur. Sıhhat Bakanlığı’nı daha fazla vakit kaybetmeden, muhataplarını da bilgilendirerek, gereğini yapmaya davet ediyoruz.”
