Konya'da 2 yıl boyunca lise öğrencisi kız kardeşi H.E.'ye (16) 'cinsel istismarda' bulunan ve gebe bırakan R.E. (31), 30 yıl mahpus cezasına çarptırıldı. 56 yıl mahpus cezası istemiyle yargılanan ağabeye verilen 45 yıl mahpus cezası, TCK'da müddetli mahpus cezalarına verilecek cezanın 30 yıldan fazla olamayacağının yer alması nedeniyle 30 yıl olarak belirlendi.
Davada H.E. ağabeyinden şikayetçi olmazken anne ve baba da oğullarından şikayetçi olmadı.
DHA'nın aktardığı habere nazaran, Lise 2'nci sınıf öğrencisi H.E., geçen yıl mart ayında, kaldığı öğrenci yurdundan karın ağrısı şikayetiyle hastaneye götürüldü. Yapılan denetimde gebe olduğu ve doğumun yaklaştığı anlaşılan H.E., sezaryen ameliyatına alındı. Karında sıvı yutması nedeniyle öldüğü belirlenen bebek ameliyatta alındı. Hastane yetkililerin bilgi vermesi üzerine savcılık tarafından başlatılan soruşturmada tabirine başvurulan H.E., 2017 yılından beri ağabeyi R.E.'nin cinsel istismarına uğradığını anlattı.
Sorgusunda istismarı kabul etti
H.E., yarıyıl tatili için meskene gittiğinde ağabeyinin, yeniden cinsel istismarda bulunmak istediğini bu sırada karnının şişkinliğini görüp, gebe olduğunu anladığını söyledi. Liseli kız, buna karşın kendisine cinsel istismarda bulunmaya devam eden ağabeyinin hamileliğiyle ilgili, “Merak etme, ben halledeceğim bir şekilde” dediğini, korktuğu için de yaşadıklarını kimseye söyleyemediğini kaydetti. Gözaltına alınan R.E., sorgusunda kız kardeşine cinsel istismarda bulunduğunu itiraf etti. R.E., tutuklanırken, H.E. devlet muhafazasına alındı.
Soruşturma kapsamında R.E. ile kız kardeşinden alınan DNA örnekleri, Ankara İsimli Tıp Küme Başkanlığı'nda meyyit bebekten alınan DNA örnekleriyle karşılaştırıldı. Hazırlanan raporda, bebeğin R.E.'den olduğu belirlendi.
56 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı
Savcılık tarafından ağabey hakkında, 'zincirleme bir halde çocuğun nitelikli cinsel istismar' hatasından 56 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı. Davanın iddianamesinde; H.E.'nin, 2017 yılının Ağustos ayında öz ağabeyi R.E.'nin cinsel istismarına uğradığı, ortadan 4- 5 gün geçtikten sonra R.E.'nin tekrar cinsel istismara kalkıştığı, H.E.'nin de ağabeyinin yeniden kendisine güç kullanacağını düşünerek, karşı gelmediği söz edildi. H.E.'nin, haftada 1- 2 sefer meskende kimse yokken ağabeyi R.E.'nin cinsel istismarına uğradığı, korktuğu ve kendisini zorlayacağını düşündüğü için reaksiyon göstermediği, liseye başladığı devirde hafta sonları yurttan meskenine geldiğinde ağabeyinin cinsel istismarına uğradığı ve bu olayları korktuğu için kimseye anlatamadığı belirtildi.
“Kimden gebe olduğunu bilmiyorum”
Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanan R.E., kız kardeşiyle 1 kere bağa girdiğini, olay günü alkollü olduğu için hatırlamadığını, kız kardeşiyle bağlarının çok uygun olduğunu, veli toplantılarına kendisinin gittiğini öne sürdü. Mahkemede, ilgi için kız kardeşini zorlamadığını argüman eden R.E., “Kız kardeşimin bana karşı koyup koymadığını hatırlamıyorum. O gebeyken alakaya girmedim. Kimden gebe olduğunu bilmiyorum. Kız kardeşim yalnızca benimle münasebete girdiğini, diğer kimseyle bağ yaşamadığını, benden gebe kaldığını ve ne olacağını sordu. Ben de 'Merak etme, ben hallederim bir şekilde' dedim” diye konuştu.
H.E. ise ağabeyinden şikayetçi olmadı. Olaydan bilgilerinin olmadığını söyleyen anne K.E. ile baba S.E. de oğullarından şikayetçi olmadıklarını bildirdi.
İyi hal indiriminden yararlandı
Mahkeme heyeti dün görülen karar duruşmasında R.E.'ye 'çocuğa nitelikli cinsel istismar' kabahatinden 16 yıl mahpus cezası verdi. Kabahatin kız kardeşine yönelik birden fazla ve cebir kullanılarak işlenmesinden ötürü ceza 54 yıla kadar çıkartıldı. Güzel hal indirimiyle de 45 yıla indirildi. Fakat mahkeme heyeti, Türk Ceza Kanununun 61'nci hususunun 7'nci fıkrasında yer alan 'Süreli mahpus cezasını gerektiren bir hatadan ötürü bu husus kararlarına nazaran belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz' hususu gereği cezayı 30 yıla düşürdü.
