İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğu, zelzele sonrası tatile gittiği için gelen tenkitlere cevap verdi. Dürüstçe siyaset yaptığını belirten İmamoğlu, “Klasik siyasi halleri kimse benden beklemesin. Yani ben işte mış üzere yapıp, İstanbul’da olup bir de cümbüşe katılmadım. Çocuklarımla üç gün vakit geçirdim” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, 6.8'lik sarsıntının akabinde Elazığ ve Malatya'ya yaptığı ziyaretlerin akabinde ailesiyle birlikte Erzurum'a kayak tatiline gitti.
İmamoğlu'nun sarsıntı sonrası tatile çıkması zamanlaması nedeniyle tenkit konusu oldu.
Dün akşam Habertürk yayınına katılan CHP'li Barış Yarkadaş, İmamoğlu'nun yakın etrafı ile konuştuğunu ve İmamoğlu'nun “Benim üslubum bu, toplum buna alışacak. Ben alışagelmiş siyasetçi değilim” dediğini aktardı.
Tatil tartışmaları gündemdeki yerini korurken, Hürriyet gazetesinden Abdülkadir Selvi, İmamoğlu ile konuştu. Selvi'nin İmamoğlu'na yönelttiği sorular ve aldığı cevaplar şöyle:
“Milyonlarca babanın olduğu üzere benim de ailem kutsalım”
“Ekrem İmamoğlu kayak yapmaya geçmek için zelzele bölgesine uğradı” halinde tenkitler var. Ne diyeceksiniz?
“Yani alışılmış iftira atmanın yahut bir komplo teorisi üretmenin ya da polemik üretmenin sonu yok. Öncelikle çocukların tatili daha evvel belirlenmişti. Benim onlara eşlik etmem de evvelce belirlenmiş bir programdı.”
Ne vakit belirlemiştiniz?
“15-20 gün öncesinden orta tatile denk getirip ailece tatil yapmak istedik. Dört yüz günde çocuklarıma sekiz gün ayırdım, birincisi bu. İkincisi, ailemin bütünüyle birinci kez bir üç gün geçirdim. Hasebiyle biz siyasetin elbette bedelini biliyoruz. Fakat ben her yerde şunu söylerim: Siyaseti kutsallaştırmanın bir manası yok. Milyonlarca babanın olduğu üzere benim de ailem kutsalım. Yani ben kızıma, ergenlik çağı gelmiş oğluma, üniversite talebesi oğluma hatta çok sevdiğim eşime vakit ayırmak zorundayım. Benim kutsalım bu. Siyaset benim için esasen meslek değil. Ben siyasete girdiğim günden beri, siyaseti bir günde bırakabilecekmiş üzere yapmanın ruhunu yaşıyorum. Herkese de tavsiye ediyorum. Onun için siyaseti meslek edinmiş insanların yaptığı tanımlar beni ilgilendirmiyor. Artık Elazığ’da hüzün verici bir sarsıntı yaşadık.”
“Sosyal medyada iğrenç paylaşımlar görünce tatili paylaşmak zorunda kaldım”
Eleştirilere biraz da sarsıntı bölgesinden geçmeniz sebep oldu.
“İstanbul Belediye Lideri elbette ki Türkiye’nin her hususuyla ilgilenmek durumundadır. Bu bakış açısıyla ben programımı değiştirdim ve eşim de bana katılmak istedi, birlikte Elazığ’a gittik. Sabah erken gittik, o geceyi Elazığ’da geçirdim. Gece insanların kamp yaptığı yerleri gezdim, cemevi ziyaretlerinde bulundum, gece Elazığ’da kaldım. O gece uçak da vardı, sonraki sabah uçak da vardı. Yani ben seyahatimi o denli de planlayabilirdim.
O geceyi Elazığ’da geçirdim. Sabahı yeniden Elazığ’da geçirdim. Daha sonraki günün tamamını Tunceli ziyaretine ayırdım. O günün akşamında da çocuklarımın yanına vardım ve üç gün çocuklarımla geçirdim. Yarın (bugün) sabah Erzurum’da ziyaretler yapıp, öğlen saati İstanbul’a döneceğim. Toplam üç gün. Ben burada üç gün boyunca çocuklarımla spor yaptım. Ejder diye bir tepeye çıktım, kayak yaptım ve akşam çocuklarımla dertleştim, sohbet ettim. Yani üç gün boyunca kayak yapmam, birisinin acısını hissetmiyor manasına geliyorsa, bu bence insanların başında öteki kanılar dönüyor manasına gelir. Benim o denli bir başım yok. Birinci gün paylaşmak zorunda kaldım. Zira birinci bir günün sonunda toplumsal medyada o kadar kirli, iğrenç paylaşımlar gördüm ki çocuklarımla ilgili, ailemle ilgili, eşimle ilgili… Eşimin yeğenleriyle ta Eylül 2019’da çektirdiği fotoğrafı öbür türlü alana sürüp, bundan da medet uman gazetecilerin yorumu üzere…
Bunları görünce, ben sonraki sabah burada olduğumu yayınlamak durumunda kaldım. Doğal ki yayınlamak niyetim yoktu benim. Aslında çocuklarımla baş başa kalmak istiyorum. Onun için yayınlamak zorunda kaldım. Alışılmış ki istemezdim ancak sonuç itibariyle, benim kızıma öğretmenleri ya da arkadaşları ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kızı Beren’ diyor, benim kızım da onlara ‘Hayır, ben babamın kızıyım’ diyor. Ben onun hayat boyunca babası olacağım.
Başka politikler çocuklarıyla siyaset yapmayı tercih edebilir. Herkesin tercihi kendisine ve ben çocuklarımla hayat uzunluğu siyaseti paylaşmayan bir kişi olacağım. Zira siyaset bu, her an bitebilir. Benim yaşama bakışım bu. Bunu toplumun çok âlâ anlayacağını görüyorum, hissediyorum. Burada yapılmış hiçbir kusur yok. Bunu siyaseten kullanmak isteyen mecralara, şahıslara, kurumlara, parti içinde bulunan insanlara, hangi parti olursa olsun bu bakış açısıyla değerlendirmelerini, hatta benim yaşadığım şu süreci çocuklarıyla, torunlarıyla, eşleriyle paylaşmalarını tavsiye ederim. Onlar en hoş karşılıkları eşleri, çocukları verecektir diye düşünüyorum.”
“Mış üzere yapmıyorum”
Sizi eleştirenlerin bir kısmı düzgün niyetli olarak “Tatilin zamanlaması yanlış oldu, siyaseten ziyan görür” diyor.
“Tekrar söz edeyim, biz burada bir cümbüş, kutlama yapmıyoruz. Ben çocuklarımla baş başa bir an yaşıyorum. Bu da bir insanın kutsalıdır, samimiyetidir, dürüstlüğüdür. Yani algı yönetmemektir, algıyla uğraşmamaktır, siyaseti bu türlü büyük bir kutsalmış üzere ömrünün ana merkezine oturtmamaktır. Bu kadar farklı, bu kadar yeni kuşak bir siyasetten bahsediyorum. Ben kimseyi aldatmıyorum, çok dürüst bir siyaset yaptığımı düşünüyorum. Klasik siyasi tutumları kimse benden beklemesin. Yani ben işte mış üzere yapıp, İstanbul’da olup bir de cümbüşe katılmadım. Mış üzere yapıp, İstanbul’da olup, bir yerde bir açılış yapıp, orda müzik programı yaptırmadım. Çocuklarımla üç gün vakit geçirdim. Bu kadar temiz bir şeyin siyasi geleceğiyle ilgili bir dert uyandıracak bir şey olduğunu asla düşünmüyorum. Tam bilakis bu masumiyetin daha yanlışsız algılanacağını, hatta bunu topluma da müspet bir bildiri verdiğini düşünüyorum. Ailesine, çocuklarına, paha veren bir siyasi kimlik.
Sosyal medyada yaratılan kirliliğe boyun mu eğeceğim? Ben buna asla boyun eğmem. Uygun niyetli tenkitler olabilir, onlara hürmet duyuyorum, hakikat olmadığını anlatıyorum. Fakat kirli bir formda bu süreci kullananlara da İmamoğlu boyun eğecek değil.”
