Gazeteci Deniz Zeyrek dün köşesinde “Bölünerek kaybetmek’ solun yazgısı mi?’ yazısında geçmiş seçimlerde sol partilerin oylarını bölerek nasıl kaybettiğini yazdı. Bunu üzerine Muharrem İnce kendisine Twitter’dan karşılık verdi. Zeyrek İnce’ye karşılık vermek yerine İnce’nin Twitter’daki cevabına takviye veren kullanıcıyı takip etti ve…
“Erdoğan’ın grubu işte bu yüzden İnce aday olsun ve yüzde 3’ten fazla oy alabilsin diye gece gündüz dua ediyor”
Deniz Zeyrek dün yazısında geçmişten seçim istatistikleri paylaşarak solun oy bölünmelerini gösterdi. Zeyrek sayıların ardından ‘İnce’nin alacağı oylar, kendisini ikinci tipe taşımayacağı üzere muhalefetin ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi birinci çeşitte kazanma ihtimaline darbe vurabilir’ yorumunun yaptı.
Verdiği örneklerden sonra da Zeyrek kelamlarını şöyle mühürledi: Erdoğan’ın takımı işte bu yüzden İnce aday olsun ve yüzde 3’ten fazla oy alabilsin diye gece gündüz dua ediyor.
Muharrem İnce, Deniz Zeyrek’in derin tahliline içerleyerek Twitter’dan karşılık verdi: “Bu anketleri bana da gösterirseniz ikna olmaya hazırım”
Deniz beyefendi, birleşmek tavanda olmaz tabanda olur. Altılı masa etrafında toplanan partilerin tabanları sizce bu yapıyı ne kadar destekliyor? Masadaki sağ partilerin tabanlarının yüzde kaçı Kemal Bey’e oy verecek buna ait yapılmış bir çalışma var mı? Parti yöneticilerinin ferdî menfaat temelli birliktelikleri seçmene inandırıcı gelmez. Partiler seçime başka ayrı girselerdi alacakları oy oranlarını alt alta toplayarak toplam masanın oyunu hesaplayamazsınız. Kimi birleşmeler müspet sinerji yaratırken birtakım birleşmeler negatif sinerjiye neden olur. Türk solunda 1994 Belediye seçimlerinden kalma bölünme travmasını yazınızda işlemişsiniz. Tek turlu seçimlerle iki turlu seçimler ortasındaki farkı gözden kaçırdığınızı düşünüyorum. Tek turlu seçimde oy bölünmesi sıkıntıdır lakin iki turlu seçimde sorun olmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimi iki turludur ve ikinci çeşitte en fazla oyu alan aday cumhurbaşkanı seçilir. Tek aday olarak girdiğinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında seçimi alabileceğine ve hasebiyle oyları böldüğüme inanmıyorum. Şöyle ki: Altılı masa aday belirleme sürecini beceremedi. Aday belirlemeyi son dakikaya bıraktı ve son dakikaya kadar toplumu oyaladı. Bunu yaparken seçmenin ilgisine mazhar olmuş iki belediye liderini, İmamoğlu ve Yavaş’ı yıprattı. Mart ayına geldiğimizde görüldü ki, bütün bu oyalamalar Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayatmak içinmiş. Bu durum ise, masada büyük bir ayrışma yarattı ve masanın ikinci büyük orta ‘ğından yansılar aldı. Bu yaşananlar aslında çekinceli olan masadaki inancı İyi’ce zayıflattı. Yazınızda Muharrem İnce, ‘Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday çıktı’ demişsiniz. Benim adaylığım 2 yıldır biliniyorken adaylığı 20 gün evvel aşikâr olan Kılıçdaroğlu’nun karşısına nasıl çıkmış olabilirim? 2 yıldan fazladır sahalardayım ve görüşlerimi dillendiriyorum. Üstelik yeni söylediğim hiçbir şey yok, bu iktidarın gönderilmesi için neler yapılması gerektiğini, muhalefetin neden bu iktidarı gönderemediğini anlatıyorum. Bugüne kadar bizi yok sayanlar anketlerdeki sonuçları görünce bel altı vuruşlarla bizi oyundan düşürmeye çalışıyorlar. Organize yapılan bu kötülüklerin sizin de gözünüzden kaçmadığını düşünüyorum. Gördüğünüz anketlere nazaran Cumhur İttifakından oy almadığımı, Millet İttifakından oy aldığım’ yazmışsınız. Bu anketleri bana da gösterirseniz ikna olmaya hazırım. Bu tezinize mutlaka katılmıyorum. Bize gelen oyların en az yarısı potansiyel olarak cumhur ittifakının oylarıdır. Bundan hiç kuşku duymuyorum.
Bize oy vereceğini söyleyen seçmenlerin tahlilini yapmadan konuşmak ezbere konuşmaktır. Güya ortada bir sabit pasta var ve biz de ondan bir dilim koparıyormuşuz üzere yorum yapmak çok yüzeysel bir yaklaşımdır. Biz, şu ana kadar CHP’nin temas edemediği birinci kere oy verecek genç seçmenlerden, kararsızlardan ve kendisini iki kutup ortasında sıkışmış hisseden muhafazakar seçmenlerden oy alıyoruz. Bu insanların, bizim olmadığımız bir durumda koşa koşa Kemal Bey’e oy vereceğini düşünmek safça bir yaklaşımdır. Kaldı ki önümüzdeki günlerde yayınlanacak anket sonuçlarının ortaya çıkması ile birlikte, altılı masaya gönülsüz oy veren seçmenlere de umut olduğumuz anlaşıldığında, oylar sel üzere bize akacaktır.
Deniz Beyefendi,
Tabanda masanın yapısına ve adayına toplumun bir itirazı var ve bunu görmezden gelemeyiz. Siyaset toplumun sesini duyurmak için yapılır. Siyaset kurumu seçmene seçenekler sunmakla vazifelidir. Seçeneklerin olmadığı bir seçim demokratik bir seçim olamaz. Seçenek sunmayı oyları bölmek olarak sunmak bir dayatmadır. Tekrar ediyorum iki turlu seçimde oyların bölünmesi kelam konusu değildir. Cumhur ittifakı için çalışan anket firmaları ilkturda Erdoğan’ın alacağını, Millet ittifakı için çalışan anket firmaları da birinci çeşitte Kılıçdaroğlu’nun alacağını söylüyor. Bunlar kamuoyuna sipariş üzerine açıklanan sonuçlardır. Partilerin bir de açıklamadıkları anket sonuçları olur. Hem CHP hem AKP merkezlerinden bize ulaşan bilgilerin önümüzdeki günlerde yavaş yavaş seçmenle de paylaşıldığını göreceğiz (her iki tarafın da artık daha fazla oy almasın diye dua ettiğinden emin olabilirsiniz). O vakit aldığımız konumun değeri anlaşılır diye düşünüyorum. Hürmetlerimle, Muharrem İNCE
Deniz Zeyrek, Muharrem İnce’ye karşılık vermek yerine, İnce’nin Twitter’daki paylaşımına dayanak veren hesabı mercek altına aldı. Elde ettiği sonucu paylaşan Zeyrek tartışmada İnce’ye yanıt hakkı bırakmadı.
