Kadın olmayan bunları anlayamaz, di mi sütyen efendi?
1. Salına salına sinsice gezmelerde giydiğimiz topuklu ayakkabılarımız. Lütfen durun, gitmeyin!
Aslında her cins ayakkabımız bizi öldü sanıyor lakin dışarı çıkmak zorundaysak en azından spor ayakkabılarımızı giyebiliyoruz. Topuklu ayakkabı için hiç fakat hiç ortam yok şu an.
2. Aylar sonra içine girmeye korktuğumuz kot pantolonlarımız. Gerçek bir endişe filmisiniz şu an!
Ekşi mayalı ekmeğiydi, pidesiydi, lahmacunuydu derken bünyeye yükledik karbonhidratı alışılmış. İşimiz niyet o kot kıçımıza girecek mi ben de bilmiyorum. Zavallım dolapta o denli mahsun, boynunu bükmüş duruyor…
3. Toplu taşımada kullandığımız kartlarımız; nasılsınız, bakiyeniz nasıl?
Acaba kaç TL kalmıştı içinde, en son neye binip konuta gelmiştik? Bunların hepsi şu an tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Bir mühlet daha da o karanlık sayfalarda kalacak üzere görünüyor.
4. En son nereye çıkarıp attığımızı bile hatırlamadığımız sütyenlerimiz… Pek özlenmediniz aslında.
Bir bayanın meskene girer girmez yaptığı birinci işlerden birisi sütyenini çıkarıp rahat etmektir. Konuta en son ne vakit girdiğimizi ve sütyenimizi ne vakit çıkardığımızı hatırlamıyorsak, aylardır meskende kaldığımız içindir. Dinlenin kenarda sütyenler, mecbur kavuşacağız bir orta.
5. Toplam bedeli küçük bir ülkenin ulusal hasılasına denk gelen makyaj materyallerimiz.
Nerde süreceğiz, niçin süreceğiz? O kadar unuttuk ki onları, insan ortada bir demir parmaklıklar akabinde bakar üzere bakıyor lakin elleyemiyor. Her şey düzelse de şöyle renkli şenlik makyajları yapsak keşke…
6. Şıngır şıngır taktığımız küpelerimiz, kolyelerimiz, bilekliklerimiz. Ahh…
Vallahi tahminen de en çok onlar bizi öldü sanıyor. Tam da havalar güzelleşmişken ne de hoş olurdu onları takıp takıştırmak. Bekleyin anacığım, az kaldı…
7. Tinder uygulaması ve orada bekleyen bir kadro erkek bireyler…
İnsanın aklına Tinder'a girmek bile gelmiyor şu vakitte. Zati girsek buluşamayacağımızı bildiğimiz için, uygulama bizden umudu kesmiş olabilir.
8. Kuaför eli değmeyen, fön fırçasının biçimini unutan bir tanecik saçlarımız… O işi halledeceğiz, söz!
Birçoğumuzun taban boyası şu an çene düzeyimize inmiş durumda. Saçlar kuaför eli nedir unuttu artık. Nasılsa kimse görmüyor diye tabanları bıraktık, düzgün de oldu aslında. Meskende boya işine giren var ortamızda lakin tekrar de bir kuaför dokunuşu üzere olmuyor.
9. İçimize yaşama sevinci dolduran, yeldir yeldir giydiğimiz çiçekli elbiselerimiz; size sarılıp ağlamak istiyoruz!
Şu hoş havalar şayet o çiçekli elbiseleri giymeden biterse vallahi kendimizi keseriz. Ortada dolabı açıp onlara sarılın arkadaşlar. Bu vakte kadar kimse bizi onlar kadar keyifli etmedi zira. Sana kelam yeniden baharlar gelecek canım elbisem, sana kelam ışık sönmeyecek!
10. Jartiyeri olsun, tangası olsun, stringi olsun her cins seksi iç çamaşırlarımız. Birlik ve beraberliğime gereksinimimiz yok şu orta…
Vallahi cinsel hayatımız da bitti bu virüsle. Evli olanların bile fingirdeşecek morali kalmadı, farklı çiftleri siz düşünün artık. Dramdır bu…
