AKP'den ayrılarak Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu, iktidara tenkitlerde bulundu. Davutoğlu, “Hatalardan ders almayı bilen biriyim. Tek adamın yönettiği bir partinin nasıl tükendiğini şahsen yaşayarak gördüm ve bunu engellemek için çok uğraş sarf ettim. Şahıslara bağlı partiler şahıslarla masraf…” dedi.
Karar gazetesine konuşan Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, “Bir hekim düşünün hastanın testlerindeki sayıları düzelterek hastaya “sağlıklısın” diyor. Hasta “ölüyorum” diyor, tabip “rakamlara bak, testlerin hepsi uygun gösteriyor” diyor. Türkiye'deki iktisat idaresi tam da bunu yapıyor” dedi.
Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“Bizim devrimizde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediler”
“Bizim devrimizde de enflasyon sepetinde değişiklik yapmak istediler. 'Olmaz' dedim. Halk neyi kullanıyorsa o gerçeği biz gözümüzü kapatırsak göremeyiz. Enflasyon sepetini değiştirdiğiniz vakit denklem değişebilir. Ve o vakitte propaganda saikiyle istememişlerdi bunu. Dünyada değişiyor diyerek yapmak istediler ancak dünyadaki enflasyon sepetini buraya uygulayamazsınız. Türk halkı neyi kullanıyorsa enflasyon sepetini ona nazaran kuracaksın. Realite o.”
“Günlük tabloyu nasıl uygun gösteririz derdindeler”
“Cumhuriyet tarihinde en yüksek taban fiyat artırımını 1 Ocak 2016 da yaptık. Lakin enflasyona yansımadı bu, ona nazaran kaynak ürettik. Şimdikiler bir sayılarla oynuyorlar, yetmiyor tek seferlik vuruşlarla vergi çıkararak para toplamaya çalışıyorlar. Bu da bütçe sistematiğini yok ediyor. Üstten bütün ekonomiyi gören bir göz olduğu kanaatinde değilim. Günlük tabloyu nasıl âlâ gösteririz derdindeler.”
Demirtaş'la yaptığı telefon görüşmesi
“Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim diye eleştirildim. Meşru bir partiyi Başbakanlık’ta kabul ederim dedim. Bu kadar da açık halde yeterli niyetimi gösterdim. Bunu konuştuktan ve tahlil süreci yasalaştıktan sonra 6 ekimde Suriye’deki olaylar mazeret edilerek Türkiye’nin kentleri kana, ateşe boğuldu, beşerler hayatını kaybetti. O telefon görüşmesi o vakit yapıldı. Sayın Demirtaş’a telefonda bu bahiste insanları tahrik eden konuşmalardan kaçının dedim.”
“Yeni kuracağım bir partide varlığı başkanına bağlı bir yapıya müsaade verir miyim?”
“Parti kurulduktan bu yana takriben geçen bir aylık müddette en az 30 arkadaşımız parti ismine ya da şahsi görüşlerini söz etmişler. Ben yanılgılardan yahut olumlu deneyimlerden ders almayı bilen biriyim. Ben tek adamın yönettiği bir partinin nasıl tükendiğini şahsen yaşayarak gördüm. Ve bunu engellemek için çok gayret sarf ettim. O vakit Sayın Cumhurbaşkanı’na şunu tabir ettim. “Efendim benim bir liderlik sorunum yok, siz bu partiyi kurdunuz müsaade ederseniz bu partiyi kurumsallaştırırız. Ve bu parti o denli sağlam temele dayanıyor ki yüzlerce yıl da yaşayabilir. Lakin kurumsallaştırmazsak yaşayamaz. Bireylere bağlı partiler şahıslarla birlikte sarfiyat.” Bunu hem cumhurbaşkanına hem de partide birçok kere söyledim. Herkes de biliyordu benim en temel amacım Ak Parti’yi kurumsallaştırmaktı. Artık bütün bunları yaşamış birisi olarak yeni kuracağım bir partide varlığı başkanına bağlı bir yapıya müsaade verir miyim? Artık bütün o birikim üzerinde savım ve tezim şu; ifrat ve tefritten kaçmak lazım. Artık biri şöyle derse hiç başkan olmadan parti kurulsun bu bürokraside de iş hayatında da entelektüel hayatta da insan tabiatına alışılmamış bir şeydir.”
