Bazı kelamları bana bile dokundu…
Dilan Çıtak'ı hepimiz tanıyoruz aslında. İbrahim Tatlıses'in öz kızı olması bir yana, yıllardır kendi ayakları üzerinde duran müzikleri olan bir isim Dilan.
İbrahim Tatlıses'in öz kızı lakin Dilan'ı yıllarca baba bildiği Cem Çıtak'ın büyüttüğünü de biliyorsunuzdur tahminen. Dilan 2007 yılında kaybettiği babası ile ilgili paylaşımlar yapıyor hala.
Dilan yıllarca öz babası tarafından kabul görmeyi beklemiş genç bir bayan. Buna karşın bugüne kadar ne bir kinine ne de farklı bir telaffuzuna şahit olmuştuk.
Dilan, 1989 yılında Işıl Çıtak ile İbrahim Tatlıses'in yavrusu olarak dünyaya gelmiş fakat uzunca bir müddet annesinin 93 yılında evlendiği Cem Çıtak'ı baba olarak bilmiş. Ta ki 13 yaşına kadar.
13 yaşında öz babasının İbrahim Tatlıses olduğunu öğrenmiş lakin babası Cem Çıtak'ı üzmemek için bu bildiğini ona söylememiş. Cem Beyefendi de esasen eşine “Dilan'a bu durumu açıklamaya gerek yok, Dilan benim kızım.” demiş daima.
Babasının vefatının akabinde maddi dertler çeken Dilan, annesinden habersiz öz babasının kapısına giderek ondan yardım istemiş. Tatlıses bu yardım isteğini geri çevirmemiş lakin Dilan'ı da bağrına basmamış. Uzun bir müddet bu durumu kabullenememiş yani. Hürriyet'e verdiği röportajdan biliyoruz olağan bunları.
İbrahim Tatlıses vurulduğunda ise “içinde bir şeyler kopmuş” Dilan'ın. Hastaneye birinci koşanlardan biri de kendisiymiş. E bir babasını kaybetmiş, oburunu kaybetmenin de beşere ne kadar acı vereceğini varın siz düşünün.
Tatlıses'in güzelleştikten sonra resmi olarak kabul ettiği Dilan'ın içinde neler yaşadığını hiçbirimiz bilemeyiz alışılmış. Babasıyla ortasının düzeldiğini, kardeşi İdo ile sık sık bir ortaya geldiğini biliyoruz; medyadan şahit olmuştuk bunların hepsine.
İşte tam her şey durulmuş, Dilan yıllar sonra ailesine kavuşmuşken; bu kere de ortaya maddi hususlar girdi. Dilan Çıtak geçtiğimiz gün kendisine mesken vaadinde bulunup akabinde da vazgeçen babasına isyan etti.
Dilan Çıtak babasının “Bize evrak gönderecekti ancak göndermeyince meskeni alamadı. Ona İstanbul'da mesken vereceğim.” açıklamasının üzerine isyan etti.
“Ben öbürleri üzere gidip koşup notere evrakları çabucak vermedim, diğerleri koşup gitmişler, ben geç göndermiş olabilirim, keşke koşup gitseydim ve hayır kurumuna bağışlasaydım. Ben konut bekliyormuşum üzere bir açıklama olmuş lakin ben konut miras beklemiyorum. Çocuk evrakla yapılmıyor hislerle yapılıyor, yani sahiden bir his varsa ortada evrak geç geldi çok getirildi denmez, bu çok mazeret üzere gelmiyor bana, evrağın geç getirilmesi bir tek bana mı denk gelmiş.” açıklaması yapan Dilan, ortada bir ayrımcılık olduğunu argüman etti.
Dilan Çıtak, “Ben kalkıp da bir şeylerin peşine düşmedim, bana nazaran Sezar'ın hakkı Sezar'ındır. İnsanın salak yerine konması yanlış, adaletli olmak lazım, babam herkese çok yardımsever bir insandır yanındaki yardımcılara kadar verilen mesken 23 sene sonra barıştım denilen çocuğa verilmiyorsa evrak bana yapay geldi diyebilirim.” kelamlarıyla bu durumu bir 'bahane' olarak gördüğünü savundu.
Dilan Çıtak'ın açıklamaları bu haldeydi… Belirli ki kendisine dokunan birçok şey olmuş!
Siz bu husus hakkında ne düşündünüz?
