Ünlülerin Toplumsal Cinsiyete Dair Neresinden Tutsanız Elinizde Kalacak Birbirinden Anlamsız Açıklamaları

Günlerce toplumsal medyada arandıktan sonra çimento dolu bir varil içinde cesedi bulunan Pınar Gültekin'in akabinde pek çok ünlü açıklama yaptı fakat Berkay'ınki biraz şey, nasıl diyelim, işte şey: “Kadınlar biz erkeklere Allah tarafından gönderilmiş armağanlardır, meleklerdir. Biz onlara en güzel formda bakmakla yükümlüyüz. Bayana şiddetin karşısındayım. İki kızım var, onların saçının teli yere düşse dünyayı yakarım.”

Kadınlar olarak armağan değiliz, emanet değiliz, çiçek değiliz, bacınız hiç değiliz. Uygun niyet maalesef cinsiyetçiliği önlemiyor…

Yine Pınar Gültekin'in akabinde Haluk Levent'in de ufaktan bir saçmalayası geldi ki bu türlü bir paylaşımda bulundu. Reaksiyonlar üzerine bu paylaşımı sildi, sonra delirip tekrar yükledi fakat cinsiyetçiliğin lisanda başladığını kendisi de herkes üzere çok güzel biliyor.

Adamlık edebiyatı ünlüler ortasında hayli yaygın olsa da bir bayanın bu formda açıklama yapması elbette şaşırtmıştı. Dört yıl evvel boşandığı eşi Fedai Baran tarafından on yaşındaki kızının gözünün önünde bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut'un akabinde kastığı aforizmalarla katliamı normalleştirdiğini ve cinsiyetçi yaklaştığını fark etmiştir diye umuyoruz…

Kısmetse Olur programıyla dikkat çeken ve yaptığı açıklamalarla gündeme bomba üzere düşen Seda Akgül, geçtiğimiz aylarda TV8'de Hakan Ural'la birlikte sunduğu Gel Konuşalım'da şunları söylemişti: “Bir erkek evlenme teklif edeceğinde alacağı tektaş maaşının en az üç katı olmalı. Bu, milletlerarası standartlarda böyledir.”

Nihat Doğan vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın akabinde yazdığı tweet’le gündeme bomba üzere düşmüştü. Tüm Türkiye yasa boğulmuşken oyuncu Ahu Sungur’a Özgecan Aslan’ı kastederek şunları söylemişti: “Siz de küçük eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın.”

Seda Sayan, programına konuk aldığı Ece Gürsel’e söyledikleriyle hepimizin ağzını bir karış açık bırakmıştı. “Sperm bankasından çocuk sahibi olur musunuz?” Sorusunu yanıtlayan Ece Gürsel’e “Kız yazık! Ne inşaat çalışanları var, günah! Onlar insan değil mi? Doğurmak için ne bekliyorsun? Adamın genleri uygun, hoş adam, düzgün adam, sırım üzere maşallah! Tuttuğunu koparıyor. Yap çocuğu, ne var! İnşaatlara git!” demiş ve kendisine toplumsal medyadan reaksiyon yağmıştı.

Alişan Esra Erol'un kardeşi Eda Erol'la nişanlanmış ve çift evlilik arifesinde ayrılmıştı. Birlikte oldukları devirde Alişan'ın verdiği bir röportaj gündemi uzun mühlet meşgul etmiş ve Türkiye'de bayana bakışın temellerinin neden bu türlü olduğunu göstermişti. Çağla Şikel'e ayakkabılarını bağlatması sorulunca eşinden beklentilerini sıralayan Alişan şunları söylemişti: “Elbette terliğimi de ayağıma getirecek! Beklerim olağan. Dizide oynayacaksa benimle oynayabilir lakin. Bilmiyorum, tahminen ‘geri kafalılık’ diyeceksin ancak istemiyorum.”

Tuhaf açıklamalarıyla otuz yılı aşkın müddettir magazin gündemini meşgul eden ve uzunca bir mühlet de bu türlü olacak üzere görünen Hülya Avşar her ne kadar baltayı taşa vurmuş olsa da söyledikleriyle oburu ismine utanmanın ne demek olduğunu göstermişti. Programına konuk aldığı Mehmet Aslantuğ’a “Ben şeyciyim. Erkek çalışsın, bayan konutta çocuklarını kendi büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın” dedikten sonra Mehmet Aslantuğ’un verdiği yanıtlar işine gelmeyince devam etmişti: “Evde de bayan baskın, dışarıda erkek, erkek egemenliği diyorum, erkek üstünlüğü, baskısı demiyorum. Erkek egemenliği hoş bir his geliyor bana.” Ve akabinde baltayı taşa vurduğunu Mehmet Aslantuğ’un şu açıklamalarıyla fark etmişti: “Kadın meskeninde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına yanılgılarına bırakmamalı.”

Sunucu, oyuncu ve yeni YouTuber Burcu Esmersoy kanalı için çektiği görüntüde birinci buluşmada çantasında bulunanları anlatmıştı. Sıra cüzdana geldiğindeyse bomba üzere bir açıklamaya imza atmıştı: “Erkek arkadaşınızla birliktesiniz, cüzdana gereksiniminiz olmayabilir… Lakin ne olur ne olmaz diye… Ki ben ne olur ne olmazcıyım! Kesinlikle yanıma para almaya çalışıyorum ya da bir kart…”

Evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra televizyon ve sinema bölümünden uzaklaşarak Adana’ya yerleşen Yeliz Yeşilmen kocasına Osmanlı erkeği üzere davrandığını açıklamıştı. “Nasıl Osmanlı?” diyorsanız, buyurun açıklamaları: “Erkeğine hizmet eden bir bayanım. Osmanlı erkeği üzere suyunu bile getiririm. Reis odur fakat son kelamı ben sözlerim, asıl işveren benim. Hala beni şımartacak diye korkuyor.” Gençliği, hoşluğunu ve bedenini evliliği ve çocukları uğruna feda ettiğini söyleyen Yeliz Yeşilmen şöyle devam etmiş ve sahiden çok farklı bir açıklamaya imza atmıştı: “Kocamın parasını ben yemeyeceğim de kim yiyecek, pardon? Alışılmış ki de çatır çatır yiyeceğim. Tepenin en top noktasındaydım. Her şeyi bıraktım, gençliğimi güzelliğimi, bedenimi feda ettim. E, yerim tabii! O mu benim paramı yiyecek? Her bayan kocasının parasını yiyecek.”

Hem muvaffakiyetleri hem de skandallarıyla her daim gündeme gelen Mehmet Ali Erbil, son olarak müzikçi sevgilisi Nevin'in hamileliği üzerine şunları söylemişti: “Benim için aile kavramı çok kıymetlidir. Bugüne kadar eşlerime ve çocuklarıma muhafazacı davrandım bu bahislerde konuşmak istemiyorum. Bir çocuk sevgiden oluşur, iki üç sefer görüştüğüm bir beşerden çocuk sahibi olamam. Çocuklarımın hepsi sevgiden doğmuş kesimlerim. Hamilelik sonlandı.”

Kibariye, kendisinden yirmi yaş küçük olan ve nedense daima bununla gündeme gelen eşi Ali Küçükbalçık'ın iki bayanla görüntülenmesinin akabinde şunları söylemişti: “Kocam elbette gezecek, tozacak. Erkeklerin hakkıdır. Kocama güveniyorum.”

Birlikte olduğu bayanlara şiddet uyguladığı tez edilen ve bununla ilgili de sık sık açıklama yapan İbrahim Tatlıses, geçtiğimiz yıllarda bu argümanları doğrulayacak tuhaf açıklamalara imza atmıştı: “Kadın dövülür de sevilir de lakin 39 yerinden bıçaklanmaz. Döveceksin dediysek de ağzını burnunu kırmayacaksın. Bayan, susmasını bilecek ağır başlılığını koruyacak. Bayan erkeğin meleğidir, keleği değildir.”

Bozuk Türkçesiyle aklımıza kazınan moda müsabakalarının gedikli ismi Ivana Sert, bir barda eski eşiyle pişti olmuş ve muhabirlerin soruları üzerine verdiği karşılıkla ağzımızı açık bırakmıştı: “Eğer Yurdal bayan isterse, ben kendim ayarlarım.”

Oynadığı rollere gerçek hayatta da bürünen ünlülerimizden Erkan Petekkaya, rol arkadaşı Nurgül Yeşilçay'ı taciz ettiği savıyla gündeme gelmişti. Nurgül Yeşilçay'a hakaret etmekten de geri kalmayan Erkan Petekkaya'nın bu açıklamasının bayan vücudunu aşağıladığını söylememize gerek yok güya?

Nihat Doğan'la karıştığı sav edilen otel skandalının akabinde kendini aklamaya çalıştığı PR çalışmaları sırasında bir gazeteye bu türlü bir röportaj vermişti İzzet Yıldızhan. Çok ironik…

Son vakitlerde toplumsal medyadaki hassas çıkışlarıyla gündeme gelen Nükhet Duru da vaktinde bu türlü şanssız bir açıklamaya imza atmıştı.

Başlıkta demiştik ya neresinden tutsanız elinizde kalır diye. Tuba Ekinci esasen tam olarak bu türlü bir ünlüyken, bir de ismi şiddet olayına karışan ve bunun için de ceza alan Ahmet Kural'ı savunmuştu.

Her daim cinsiyetçi açıklamalarıyla gündeme gelen ve zenginliğiyle her şeyi elde edebileceğini zanneden Ali Ağaoğlu da bir muhabirin yatak odasındaki çantaları gösterip “Bunlar sizin mi?” diye sorması üzerine bu yanıtı vermişti. Yazık lakin kime?